Eski kıyafetlerini daha modaya uygun hale getirmek için değiştirdi.
- She altered her old clothes to make them look more fashionable.
Bu biraz modaya uygun ama fiyat çok yüksek.
- It's sort of fashionable, but the price is too high!
Bu tür elbise oldukça moda oldu.
- That kind of dress has become quite fashionable.
Bir sosyete moda toplumda iyi tanınan ve sosyal faaliyetlere ve eğlenceye düşkün bir kişidir.
- A socialite is a person who is well known in fashionable society and is fond of social activities and entertainment.
Tom her zaman şık kıyafetler giyer.
- Tom always wears fashionable clothes.